İnsanın zihni ile ağzı arasında süzgeç bulunmalıdır. Bu süzgeç ise insanı diğer canlılardan farklı kılan özelliklerin başında gelen düşünme vasfıdır.
Patavatsızlık; sözlerinin nereye varacağını düşünmeden saygısızca konuşan, davranışlarına dikkat etmeyen kimse olarak tanımlanmıştır (TDK). İnsan düşünebildiği ölçüde iyiyle kötüyü, doğruyla yanlışı ayırt edebilir. Düşünmek, karşılaştırma yapmayı, parçalara ayırma ve birleştirmeyi gerektirdiğinden yorucu bir iştir. Pek çok insan düşünerek yorulmak istemediğinden zihnide oluşturduğu sözlerini düşünce süzgecinden geçirmeden ağzından çıkarıverir. Bu tür insanlarda çoğunlukla kendilerini açık sözlü ya da dobra olarak nitelendirseler de açık sözlülük ve dobralık çok farklı birbirinden farklı davranışlardır.
Dobralık; ağzına geleni kontrolsüzce söylemek (sınır aşımı) iken, açık sözlü olmak ise, düşünce veya duygusunu kırmadan dökmeden ifade etmektir. Bu anlamdan yola çıkarak dobralığın patavatsızlığın sözlerle yapılan biçimidir deriz.
Dürüst ve açık sözlü olmalı, fesat olmamalı fakat; açık sözlü isek düşünerek konuşmalı pek çok şeye dikkat etmeliyiz.
Açık sözlü insan konuşurken;
D: Söyleyeceğinin doğruluğundan emin olur,
Ü: Karşısındakini üzüp üzmeyeceğini düşünür,
Ş: Söylemesinin şart olup olmadığına bakar,
Ü: Karşısındakini ürkütmez yada telaşlandırmaz,
N: Yeterince nazik olmaya çalışır,
Yukarıdaki maddelerde yazanların bir kısmına ya da hiçbirine patavatsız (dobra) olan insanlar dikkat etmezler.
İnsanlar konuşarak anlaşıyorsa ki öylede olmalı. O zaman insanı insan yapan vasıfların başında düşünebilmesi geldiğinden; konuşurken atalarımızın dediği gibi “bin düşünüp bir söylemeli” diyorum. Hayatta çoğunlukla düşünerek davranan, anlayışlı insanlarla karşılaşmak temennisiyle
***Paylaşmak güzeldir!
Photo by Johnson Wang on Unsplash