Çocukların Hayatına Sanat, Spor ve Müziğin Etkisi

21’inci yüzyılda gelişmiş ülkelerde, anasınıfından başlayarak
üniversiteye son sınıfa kadar; resim,
müzik, edebiyat ve beden eğitimi dersleri okutulmaktadır. Bu derslerin
okutulmasında maksat; ülkeye iyi bir
ressam, başarılı bir sporcu, anlamlı şiirler yazan bir şair ya da güzel
besteler yapan bir bestekar yetiştirmek için olabilir mi?
Tarihe baktığımızda büyük
devlet adamlarının devlet yönetimi ve savaş sanatı eğitimlerinin yanında resim, müzik, edebiyat ve spor eğitimi
aldıklarını da görebiliriz. Milattan önce 2000 yıllarındaki devletlerde dahi ülkenin
yöneticilerinin sanatçı bir kişiliklerinin olduğuda tarihsel kaynaklarda
bulunmaktadır.
Eğitim de farklı
derslerin okutulmasında maksat insanın daha mutlu olmasının yanında
toplumun huzurunun sağlanması adına çok büyük katkıları olduğunu düşünüyorum.
Sanatın ve sporun amaçlarında asıl olan mutlu
bir insan ve mutlu bir toplumdur. Neden derseniz; sanat ve spor eğitimi
almış insanların daha nezaketli ve hayattaki farklılıklara saygı duyduklarını
çoğu zaman görebiliriz.
Her zekâ türü (matematik, sosyal, müzik, dil) her çocukta
bulunmasına rağmen kiminde matematik zekâsı, kiminde ise müzik zekâsı fazladır.
“Benim Çocuğum Çok Akıllı” yazısında
da anlatıldığı üzere her çocukta az veya
çok her zekâ türünden bulunmaktadır. O zaman her çocukta farklı zeka
türleri de olduğuna göre bu durumun insan hayatına muhakkak olumlu bir etkisi
vardır.
Müziğin Çocuk ve İnsan Yaşamı
Üzerindeki Etkisi
Müzik ile uğraşmak kişiyi toplum içinde, iletişim, işbirliği,
grup koordinasyonu ve sosyal bütünlük gibi fonksiyonları içerir. Aynı zamanda
beyinde, algılama, duygu, öğrenme, öğretme ve hafıza gibi bütün zihinsel
fonksiyonlarını faaliyete geçiren çok yönlü bir iştir.
Müzik de tıpkı
matematik ya da satranç gibi yüksek beyin fonksiyonları gerektirir. Müzikle uğraşmak aynı zamanda iyi
gelişmiş “mekânsal” (spatial) zekânın temelini atar. Mekansal zekâ, görsel
dünyayı algılayabilme, nesnelerin görüntülerini zihinde oluşturabilme ve
bunların farklılıklarını kavrayabilme yetisidir.
Araştırmalara göre; müzik,
öğrenme potansiyelini en az beş kat artırır, insanda nezaketin ve düşünme yetisinin de artmasında çok önemli rol oynar.
Sporun Çocuk ve İnsan Yaşamı Üzerindeki Etkisi
İnsan spora başladıktan 20-25 dakika sonra vücuttaki mutluluk
(serotonin) hormonu seviyesi artar ve uykusuzluk stres ya da yeme
bozukluklarını azaltır. Mutlu olan insan daha sağlıklı, hoşgörülü ve daha
arkadaş canlısı olmaktadır. Spor kendini kontrol etme, kendine ve başkalarına
saygıyı da öğretmektedir.
Planlı ve ölçülü bir çalışma ve dinlenme alışkanlığı
kazandırır ve insanın kişilikli ve
iradeli olmasına da katkı sağlar. İnsanlarda centilmenlik, dayanışma, risk
alma, cesaret duygularını geliştirmesinin yanında bireyin ruhundaki savaşçı, kavgacı enerjiyi barışçı, dostane bir zemine
çeker. İnsanın sınırsız ihtiraslarını köreltir.
Sanatın Çocuk ve İnsan Yaşamı
Üzerindeki Etkisi
Toplumsal çöküntünün temelinde duyarsızlık yatmaktadır.
Duyarlı insanların çoğalması iyilik ve
etik değerlerin kafaya değil
yüreklere iyice yerleştirilmesiyle olabilir. Duyguları, estetik değerlerin
hazzıyla beslenen insanın, etik değerlerden uzaklaşması olanaksızdır ve insan
kötülük düşünemez. İnsan fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal bir dünyada
yaşar. İnsan zihinsel gelişimini başka derslerden elde edebilir. Ancak birey,
duygusal ve ruhsal deneyim ihtiyaçlarını matematik, kimya ve yabancı dil vb.
gibi derslerle elde edemez. Bu anlamda düşünüldüğünde sanat, insanın gelişiminin önemli bir boyutu olan duyarlılığı besleyen çok önemli bir
kaynaktır Bununda en kestirme yolu sanat eğitimlerinden olan resim ve müzik dersleridir.
Sanatın özgürlük ve bireysel yaratıcılık gücü olduğu
düşünüldüğünde bir anlamda insanın kendini özgürleştirmesidir. Birey eğer özgür
düşünemez ve hep birilerinden veya bir taraftan emir beklerse kendisini geliştiremez. Kısaca
söylenecek olursa yaratıcılığı gelişmez. Bunun sonucunda da tamamiyle ezbere dayalı, kendini ifade edemeyen,
özgüveni olmayan, yeni bir şey ortaya koyamayan, bir problemle karşılaştığında çözüm önerileri getiremeyen bireyler
ortaya çıkabilir.
Sonuç olarak; toplumumuzda nezaketli, saygılı ve duyarlı insanların çoğalmasını ve
çocuklarımızın da onlar gibi olmasını istiyorsak sanat ve spor eğitimlerine de diğerleri kadar önem vermeliyiz. Diyeceğim
o ki imkân varsa her çocuğun
amatörce de olsa; bir müzik aleti çalmayı öğrenmesi, düzenli olarak
yapabileceği bir sporla uğraşması ve resim yada ahşap oymacılığı vb. hobilerle
uğraşması adına bir şeyler yapabilmeliyiz. Tüm bu uğraşlar çocukları sokaktaki
hır gürden tutunda ahlaksızlığa kadar pek çok zararlı etkiden uzaklaştıracağı
gibi zihinsel, fiziksel ve duygusal yönden de gelişmesine büyük katkıları
olacaktır.
***Bilgi paylaştıkça
çoğalır!
Kaynaklar:
Yetim, A. A.. Sporun Sosyal Görünümü (2000). Gazi Beden
Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 1: 63-72
Yazıcı, D.. Müziğin İnsan Beyni Üzerindeki Etkisi (2017). Uluslararası
Kültürel ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, 3(1): 88-103
Mercin ve Alakuş, L., A.O.. Birey ve Toplum İçin Sanat
Eğitiminin Gerekliliği (2007). D.Ü.Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi 9,
14-20
Photo by Igor Miske on Unsplash
0 Yorum