Bazı şeyler vardır ki hiç unutulmaz;
Zor zamanlarında yanında olan insanlar ve seni terk eden insanlar. Bu iki tür insanı hiç unutmazsın ve bir kenara yazarsın. Sen iyi bir insansan seni terk edenlere hayatının hiçbir zamanında kötü davranmasın ama; kalbinde hep bir kırıklık vardır.
Öyle şeyler yaşarsın ki; seni kırk yıldır tanıyanlara bile kendini anlatmak zorunda kalırsın. Ama anlatmaya uğraşmamalısın. Neden mi dersin: zaten seni çocukluğundan itibaren tanıyan bu insanlar (akrabaların ve komşuların) seni bu zamana kadar tanıyamamışlarsa zaten tanımamışlardır.
İnsanlar en yakınların bildiklerin; seninle 40 yıldır yiyip içmelerine rağmen; az tökezlerdin mi bu dünya da, yüzüne gülmekte üzülür gibi yapmakta ama aslında içleri büyük sevinçle doludur. Neden mi dersin, içleri fesatta ondan. Senin iyi yaşamanı istemeyen insanlardır yüzüne gülüp arkandan kırk bin türlü dedikodunu yapanlar. Onlarla yaşamaya alıştın mı dersin, alışamadın ama yaşamak zorundasın bu dünyada. Çünkü çoğunluk hep öyle.
Hiç mi iyilik kalmadı dünyada dersin; mert, insan gibi insanlar ve insan olmanın hakkını veren insanlar da var elbet. Onlara da rastlarsın hayatın içinde, onların da insan olmanın gereği olan hataları vardır kendilerince, zararları kendilerinedir sadece. Sigara içmek, fazla içki içmektir ya da çok uyumaktır belki de hataları.
Hep başkalarının ne yaptığını ya da yapamadığını anlatıp da kendini hep mükemmel anlatan insanlardan uzak duralım derim. Çünkü onlar düşünemezler. Sadece düşündükleri başkalarının eksiklikleridir.
***Yorum bırakmayı unutmayınız! Paylaşmak güzeldir.
Photo by Jezar on Unsplash