Nasıl Mutlu Olurum

Karmaşık bir hayatta yaşıyoruz. Her şey birbirine girmiş,
insanlar birbirleriyle konuşurken bu muhabbetten nasıl bir çıkar elde
edebilirim ya da onunla ilgili ilerde kullanabileceğim ne öğrenebilirim diye
bakar olmuş sanki! Konuşmalar bayağılaşmış; gençlerimiz ayağı takılıp düşen
birine dakikalarca gülmekteler. Anneler babalar çocuğunun maddi ihtiyaçlarını
giderince onların mutlu olacağını düşünmekteler, ufacık meselelere takılır
olmuşuz (şu şöyle mi demek istedi, böyle demek istedi) ve sonrasında büyük
kavgalar küskünlükler. Mutluluk nedir, nasıl bulunur, nasıl mutlu olunur
düşünmeden sadece maddi hazlarımızı gerçekleştirmek için uğraşıp duruyoruz.
Belki de mutluluğun her şeye sahip olmaktan geçtiğini düşünüyoruz.
Yaşlı bir teyzenin taşıyamadığı çantasını gideceği yere kadar
taşımak; eğer onu orada burada ben şöyle iyiyim, böyle yardımseverim diyerek
anlatmak için yapıyorsak bizi mutlu etmiyor sadece egomuzu tatmin ediyoruz.
Birine yardım ederken bile sonrasında bu adam bana bir işimde yardım eder
diyerek yapıyoruz belki de.
Çevremdeki insanlara bakıyorum ve kendi kendime. Mutluyum çünkü; anlayışlı bir eşim var (beni her zaman anlamasa da anlayana kadar sabırla bekliyorum ve sonrasında anlıyor beni), insanım ve düşünebiliyorum, çok zengin olmasa da gönlü zengin annem babam var herkesin mutlu olmasını isteyen ve herkese sürekli nasıl iyilik yaparım diye düş Mutluyum çünkü; anlayışlı bir eşim var (beni her zaman anlamasa da anlayana kadar sabırla bekliyorum ve sonrasında anlıyor beni), insanım ve düşünebiliyorum, çok zengin olmasa da gönlü zengin annem babam var herkesin mutlu olmasını isteyen ve herkese sürekli nasıl iyilik yaparım diye düşünen, dünyalara sahip olsam bir
gün bırakıp gitmek zorunda olacağımı biliyorum. Herkes şöyle bir etrafına baksa
aslında ne kadar şanslı olduğunuzu görecek. Belki bir arabası yok ama gideceği
yerlere onu götürecek otobüslerin olduğunun farkında, ileride imkânı olunca
alabileceğini biliyor ve bu bana yeter diyor. Gözünde gözlüğü var ve gözlüksüz
insanlara bakıp keşke bende gözlük kullanmak zorunda olmasam demek yerine;
gözlüklü de olsam görebiliyorum ve dünyanın güzelliklerini doya doya
seyredebiliyorum diyor (ben de öyle diyorum).
Yiyebileceğim çok güzel yemekler var; az az ya da bazen
alabiliyorum, tadını biliyorum ve sürekli güzel yemekler yesem bana bu kadar
tatlı gelmezdi bunun farkındayım. Sağlığım yerinde olduğu müddetçe çalışabilir
ve onları yiyebilirim, yiyemesem de hayallerim de yaparım bunları hayaller
bedava ve şarjının bitme sorunu yok.
Tanıdığımız ve pek çok şeye sahip bir aileye imreniriz; arabası
var, kendine ait bir evi var, güzel maaşları var ama onlar yine mutlu
değildirler küçük şeylerden kavga çıkarıyorlar ve daha başka sahip olamadıkları
şeyler için sıkılıp duruyorlardır belki de. Konuşurken biz nelerle uğraşıyoruz
onlar ne kadar küçük şeyleri sorun ediyorlar desekte ağzımızdan çıkmış bir
laftır bu sadece anlamını düşünerek söylediğimiz bir cümle değildir bu; aslında
bizim onlar gibi sahip olduğumuz araba, ev vb. olmasa da başka mutlu olacağımız
pek çok şeye sahibiz aslında. Bizim sahip olupta başkalarının sahip olamadığı
nice şeyler vardır düşünüp bakınca.
Aslında anlatılageldiği üzere mutlu olmak çok basit aslında; bir
kitapta okumuştum “bütün insanların iyiliği senin iyi olmana bağlı” diyordu. Üç
iyilik filminde de bir çocuk üç kişiye iyilik yapıyor ve onlar karşılığında ne
istediğini sorunca; onlara sizde yardım edebileceğiniz üç insana iyilik yapın
diyor ve iyilik halkası büyüyüp gidiyor.
Bizler iyi olursak, küçük hatalara olabilir insanlık hali
diyebilirsek, büyük de olsa hatalar onları daha da büyütmek yerine nasıl
çözeriz diyerek düşünürsek belki de çok kısa sürede biz çözümü buluruz.
Kendimizi her gün bir 5 dakika dinlesek gerçekten ne istiyoruz hayattan; araba,
ev, çok para, makam ve insanların bize bakıp imrenmelerimi yoksa iç huzuru mu?
Üstümüzde yaşamın getirdiği ağırlık olmadan, geleceği düşünerek kendimizi yiyip
bitirmediğimiz bir beş dakika ve o sırada boğazımızdan geçen bir yudum çay ne
tatlı geliyor insana.
Denemesi bedava inanın 5 dakika kendinizi durdurun kendinizi ve
bir bardak çayı, işi düşünmeden yarını düşünmeden, sahip olamadıklarınızı ya da
başkalarının sahip olup sizin sahip olamadıklarınızı düşünmeden sadece o anın
tadını çıkararak içiverin.
***Yorum yazmayı
unutmayın! Paylaşmak güzeldir.
Photo Robert Collins on Unsplash
0 Yorum