Osmanlı’Da Devlet, Hukuk Ve Adalet

Bu kitapta Türk Devletlerinde adalet
anlayışının nasıl oluştuğu ve uygulamalarından bahisler vardır.
Prof. Dr. İlber
Ortaylı’nın “araştırmalarıyla Osmanlı’ya bakışı değiştiren, Hocaların Hocası” dediği Halil
İnancık’ın bu eserinde doğru bildiğimizi düşündüğümüz pek çok bilginin de
yanlışlığını belgelerle anlatılmaya çalışılmıştır.
Osmanlı
Devleti’nin birçok millet ve dini, altı yüz yıl nasıl bir arada tutmuş ve idare
etmiş olduğu kitapta bölümler halinde belgelerler izah edilmeye çalışılmıştır. Kitap
beş bölümden oluşmaktadır, bunlar;
1-Kutadgu Bilig’de Türk İran Siyaset Nazariye ve
Gelenekleri
Büyük Türk
alimi Reşid Rahmeti Arat’ın Kutadgu Bilig çevirisi merkeze alınarak bu bölümde
öz Türk gelenekleri anlatılmaya çalışılmıştır. R.R. Arat’a göre Kutadgu Bilig
“insana her iki dünyada tam manası ile kutlu olmak için lazım olan yolu
göstermek maksadı ile kaleme alınmış bir eser” olduğu nitelemesi yapılmıştır.
Bu bölümde Kutadgu
Bilig’de Türk devletlerinde adalet anlayışının nasıl olduğu üzerine yazılı
kaynaklarda geçen bilgiler açıklanmıştır. Türk devletlerinde hakimiyetin güçlü orduya dayandığı bunun içinde dolu bir hazine olması gerektiği
belirtilmiş, hazinenin dolu olabilmesi içinde halkın zengin olması gerektiğinden hükümdarın doğru kanunlar
koyarak halkı adil bir idare altında
tutarak zulmü önlerse halkın zenginleşebileceğine vurgu yapılmıştır. Bunlardan biri ihmal edilirse dördü de çöker ve devletin
çözülmeye yüz tutacağını ifade edilmiştir.
Yine Kutadgu
Bilig’de vurgulanan köklü Türk devlet anlayışının Ortadoğu halklarındaki adalet
anlayışında yaptığı değişikliklere vurgu yapmak için; Hükümdarın hakimiyetinin
bizzat törü (kanun) den aldığı şu ifadelerle anlatılmıştır.
“Adil kanunlar
koyma ve onları tarafsızlıkla uygulama yoluyladır ki, bir hükümdar uzun süre
egemenliğini koruyabilir.”
Adalet,
hükümdarın bir bağışlama fiili olmayıp,
törü’nün (kanun) doğru ve tarafsız bir biçimde uygulanması olduğunun altı
çizilmiştir.
2-Türk İslam Devletlerinde Devlet Kanunu Geleneği
İlk Türk İslam
devletlerinde devlet idaresinde daha çok yüzyıllardır oluşan Türk-Moğol devlet geleneğinin baskın olduğu
ve eskiden beri süregelen Türk yönetim şekillerinde olduğu gibi, hükümdarın
haftanın belli günlerinde halkın şikayetlerini bizzat dinleyip hüküm vermesi İslamlaştıktan
sonra da devam edegelmiştir.
Bütün Türk
devletlerinde; de şimdilerde olduğu gibi idari(devlet) hukukunda çoğunlukla Türk
Törü’sü baskın olmuş olup, İslam’ın kabulünden sonra halkın gündelik işlerinde
(evlenme, aile hukuku) şerri hukuk uygulanmıştır.
Burada Osmanlı
devletindeki hukuk anlayışının şeri hukukun üstüne çıkarak özellikle Fatih
dönemiyle beraber örfi hukukun baskın olduğu uygulamalarla anlatılmaya
çalışılmıştır. Orhan beyin devlet nizamı ve kanunu olarak “töre ve yasak” olarak bildiğini belirtmişti. Devletin esasının şeriat değil yasak olduğunu belirttiğinden
bahseder.
3-Şeri’at ve Kanun, Din ve Devlet
Şeri hukukun
devlet yönetimine ve adalet sistemine etkileri açıklanmaya çalışılmış ve etki
derecesi üzerine örnekler verilmiştir.
Şeri hukuk ile
töre ya da hükümdarların şeri hukukta olmayan meselelerin çözümleri için
koyduğu kanunlarda nelere dikkat ettiği hangi dengelerin gözetildiği
vurgulanmış olup bunların tarih sahnesinde yerini alan Türk İslam devletlerinde
yansımaları anlatılmaya çalışılmıştır.
Bölümün sonunda
Müslüman Türk devletlerinde bürokratik örgütlenmenin temelini şöyle
açıklamıştır;
Hükümdarın gücü
askeri güce, askeri güç hazineye, hazine halkın ödediği vergilere, vergilerin
artışı adalete bağlıdır. Bu nedenle akıllı hükümdar, kendi egemenliğini korumak
ve gücünü artırmak istiyorsa, halka adaletle hükmetmeli, zulümden kaçınmalıdır:
“Adalet mülkün temelidir (Kutadgu Bilig).”
4-Şikâyet Hakkı: Arz-i Hal ve Arz-i Mahzar’lar
Burada
hükümdarların halkın şikayetlerini bizzat dinlemesi ve bunu ne kadar çok
yapıyorsa o kadar adaletli olduğu düşünüldüğünden bahsetmiştir.
Halkın doğrudan
doğruya uğradığı haksızlıkları padişah ve hükümdara iletebilme hakkının olduğu
vurgulanmış ve bunun eski Türk devlet geleneğinden geldiği örnekleri ile
anlatılmıştır. Osmanlı devletinde bu uygulamanın nasıl olduğu üzerine örnekler
ortaya koyulmuştur.
5-Adaletnameler
Adaletnamelerin
çıkış noktasının devlet otoritesini temsil edenlerin bu otoriteyi kötüye
kullanmalarına karşı bunları yasaklayan olağanüstü tedbirler olduğu
anlatıldıktan sonra Osmanlı Devleti’nde bunların hangi durumlarda nasıl
uygulandığı anlatılmıştır.
Kitap akademik
bir dille yazılmış olup, ortaya koyduğu bütün açıklamaları tarihsel belgelerle anlatmış
ve sonunda Ek’ler de bu belgeleri göstermiştir.
Bu kitaptan;
Türkler her ne kadar Müslümanlığı kabul ettikten sonra yaşamlarında birtakım
değişiklikler olsa da yıllar içinde ortaya çıkan Türk devlet yönetim ve adalet
anlayışlarını çok fazla değiştirmediklerini anladım. Türklerin kurmuş olduğu
bütün devletlerin idare teşkilatlarında uygulamadaki ismi farklı olsa da Türk Törü’sünün
etkilerinin ağır bastığı söylenebilir.
Tarihi, belgelerle ve bir tarihçiden öğrenmek
isteyenlerin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
***Paylaşmak güzeldir!
0 Yorum