İnsan ruhunun ilk anlayış ve duyuş aşaması, insan varlığının en güzel şekilde ifadesi olan sanat eserlerinin benimsenmesi ile başlar. Lise düzeyinden başlamak şartıyla her yaştan insanın hayatının farklı yaşlarında birkaç defa okuması gereken bir kitaptır.
İnsanla hayvan arasındaki en büyük farklardan biri olan aklını kullanarak düşünmeyi harika bir şekilde anlatmaktadır.
Bu eserde; M.Ö. 469 – M.Ö. 399 yılları arasında yaşamış olan Atina’lı ünlü düşünür ve filozof olan Sokrates’in konuşmaları yer almaktadır. Sokrates’in diyaloglarını kitaba döken kişi ise öğrencisi Platon’dur.
Kitap dört bölümden oluşmaktadır.
Birinci Bölüm:
Bölüm babasını dine aykırı davranmakla suçlayan ve babasını mahkemeye şikâyete gelmiş Euthyphron ile Sokrates’in dine uygunluk, dine aykırılık ve dindarlık üzerine konuşmaları yer almaktadır.
İkinci Bölüm:
Kitaba ismini de veren bu bölümde gençleri yoldan çıkarmakla suçlanan Sokrates’in mahkemede yaptıklarında bir yanlış olmadığını anlatılmıştır. Burada hakimlere hitaben “bir hatibin erdemi, doğru konuşmak olduğu gibi, bir yargıcın erdemi de budur” diyerek aslında hakimleri ve doğruluğun yolundan gitmeye davet etmiştir. Sokrates’e mahkeme devam ederken ölüm cezası ya da sürgün edilme arasında bir tercih sunulmaktadır. Sokrates kendinden emin olduğunu ve yanlış bir şey yapmadığını bundan dolayı da kaçmak yerine ölümü tercih etmektedir.
Üçüncü Bölüm:
Yargılandıktan ve ölüme mahkûm edildikten sonra kararın uygulanacağı güne kadar arkadaşları ile daha iyi bir insan olarak yapılması gerekenler üzerine konuşmalarına yer verilmiştir. Burada geçen “el alem bizim için ne diyor diye o kadar kaygılanmamalı, sadece doğrulardan ve yanlışlardan anlayan uzmanın ve onun sözlerinde ifade edilen gerçeğin diyeceklerine önem vermeliyiz.” Diyerek bilimin ve doğru düşünmenin önemine dikkat çekmiştir.
Dördüncü Bölüm:
Son bölümde cezanın infazından önceki gün arkadaşları ile ölümden sonra ruhun yok olmadığı ve varlığının devam edeceği üzerine konuşmalar yapmıştır. Sokrates’in inancına göre ölümden sonra iyi ve düşünebilen doğru insanların ölümden sonra çok daha güzel bir hayat yaşayacağını günlük hayatımızda bilinen bilgilerle arkadaşlarına ispat etmeye çalışmıştır.
Türkçeye ilk olarak ilk olarak 1941 yılında çevrilmesine rağmen sonraları pek çok çeviri ve basımı olmuştur. Benim ikinci kez okuduğum bu baskısı Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkmıştır.
“Birinin Bilmediği bir şeyi bildiğini sanması cehaletin en utanç verici türü değil midir?”
***Paylaşmak güzeldir!