Sorumluluğunu Bilen Çocuk

Sorumluluk duygusu, doğuştan gelen genetik bir yetenek değildir. Daha çok küçük yaşlardan itibaren kazanılmış bir
özelliktir. Çocuklarda sorumluluğun gelişmesi için uygun aile ortamı
gereklidir. Çocuğun yetiştiği ortamda, kendisi için seçim yapma ve yaptığı
seçimin sonuçlarından sorumlu olma fırsatı verilmemişse, sorumluluk duygusu gelişemez.
Liseye gelmiş bir genç hiçbir şeyde sorumluluk
sahibi değilse hemen “oğlansa dayısı da,
kızsa halası da bunun gibi umursuzdu, sonradan düzeldi ya da hala da baltaya
sap olmadı” cümlelerini işitiriz. Aslında insanlara, küçükken aileleri
tarafından sorumluk duygusu tam
öğretilmediğinde gençken sorumsuzlardır, sonraları aileden ayrılınca yıllar
içinde biraz geç olsada toplumdan sorumluluklarını öğrenmişlerdir ya da öyle
devam etmektedirler.
Çocuklara anaokulundan itibaren sorumluluklarını öğrenme
fırsatı verilmelidir. Öğrendiklerini de onlara yeterli zaman tanındığında hayatının
bir parçası haline getirebilirler. O zaman çocuk, toplumsal olayların farkında,
sorumluluk sahibi biri olabilir.
Ebeveynlerin (anne-baba) “kırk kere söylememe rağmen yapmıyor, hatta bağırıyorum, dövüyorum yine
beni dinlemiyor” serzenişlerini duyar gibiyim. Aynayı kendimize tutalım
şimdi; sevdiklerimiz veya eşimiz bizden bir şey yapmamızı ister ve bunu güzel
sözlerle bizim anlayacağımız şekilde ifade ettiğinde yaparız. Çocuklar da
bizler gibidir, sadece bu dünyada bizim kadar zaman geçirmemişlerdir.
Sorumluluk zorlamayla oluşturulamaz. Erkek
çocukların bakkala, kasaba gönderilmesi ya da kız çocuk1arın odalarının
toplatıp temizletilmesi, toz aldırılması, bulaşık yıkatılması gibi işleri
yaptırmak çocukların sorumluluğunu bilmesinde ne kadar etkili olur? Çocukta
zorlama sonucu benimsenen bu gibi işler sorumluluk
duygusunun kazanılmasında hiçbir etkisi olmadığı gibi, aşırı zorlama ile
yapılıyorsa kişiliğini olumsuz da etkilemektedir.
İki buçuk yaşından başlayarak döke saça da olsa
çocuğun çorbasını kendi başına içmesine fırsat vermek, oyuncaklarını
toplamasını beklemek kendi odasında kendi yatağında yatmasına ortam hazırlamak,
yaşına ve cinsiyetine göre sofra hazırlığı veya araba temizliği gibi konularda
onun yardımını beklemek ‘’sorumluluk’’ konusunda çocuğu cesaretlendirici ve
destekleyici bir ortam sağlar. Böyle bir ortam çocuğun kendi kendisine
yetmesine ve yönetmesine fırsat vereceğinden onun kendine olan güvenini de
artıracaktır.
Şimdiye kadar
çocuğunuzun her işini siz yapmışsanız
küçük adımlarla başlayın;
· Önceleri size yardım etsin ve bu yardım sırasında
abartıya kaçmadan (çok abartırsanız çocuk herşeyi kendinden bilir) çocuğunuzu
övücü sözler söyleyiniz.
· Kendi işlerinde ön planda o olsun; ayakkabılarını
giyerken siz yardımcı pozisyonunda o ise asıl işi yapan olsun ve ona yeteri
kadar zaman tanıyınız. Aceleyle hep siz yaparsanız çocuk kendini yetersiz hisseder.
· Bir müddet sonra evde herkesin ortak yaptığı bir
etkinlikte ve yapmaktan hoşlanacağı çok basit bir görevi ona veriniz ve
unuttuğunda hemen siz yapmayınız sadece yumuşak bir dille bunun onun görevi
olduğunu hatırlatınız. Sonra nasıl olsa ben yapmayınca annem yapıyor der ve
diğer pek çok şeyde de sorumluluktan kaçar (akşam yemeklerinde kaşıkları
sofraya koymak, hafta sonları temizlik yaparken televizyonun önünü onun silmesi
ya da terliklerin düzeltilmesi vb.).
“İnsan, sadece sorumluluk üstlenerek, zihnini sağlam ve
dengeli bir şekilde geliştirebilir.” (John Dewey)
Bilgi paylaştıkça çoğalır!
Kaynak: Özden, Y. (2015). Sorumluluk Eğitimi.
Vize Yayıncılık, Ankara.
Photo by Allen
Taylor on Unsplash
0 Yorum